Film, Vincent Vega (John Travolta) ve Jules Winnfield (Samuel L. Jackson) adlı iki tetikçinin, gangsterlerin ve uyuşturucu satıcılarının yer aldığı şiddet dolu bir dünyada geçer. Hikaye, birbirleriyle bağlantılı üç farklı öyküyü anlatarak ilerler.
Film, önce genç bir çift olan Pumpkin (Tim Roth) ve Honey Bunny (Amanda Plummer) adlı iki soyguncunun bir kafede otururken müşterilere saldırmak üzere plan yapmalarıyla başlar. Planlarını gerçekleştirecekleri sırada sahne, ikinci hikayeye geçer.
İkinci hikaye, Vincent Vega'nın patronu Marsellus Wallace'ın (Ving Rhames) karısı Mia (Uma Thurman) ile bir gece geçirmesini konu alır. Vincent, Mia'yı gezdirirken, bir kaza sonucu Mia'yı komaya sokan uyuşturucu bir enjeksiyon yapar. Vincent, acil yardım almak için bir uyuşturucu satıcısı olan Lance'ın (Eric Stoltz) evine gider ve onun yardımıyla Mia'yı kurtarır. Bu olay sonrasında Vincent, Mia'yı geri Marsellus'a götürür ve işlerin karışmasını önler.
Üçüncü hikaye ise boks maçında kullanılacak bir ödül parçası olan altın bir işaretin çalınmasını konu alır. Bu hikaye, boksör Butch Coolidge (Bruce Willis) ve Marsellus Wallace arasındaki ilişki üzerine odaklanır. Butch, maçını kaybetmek üzereyken, Marsellus ile anlaşma yapar ve parasını alırken, Marsellus da Butch'un maçı kaybetmesi için anlaşır. Ancak Butch, anlaşmayı bozar ve Marsellus'u öldürmek üzere geri döner. Ancak planları ters gider ve ikisi de sadist bir sapık olan Zed'in (Peter Greene) eline düşer. Butch, Marsellus'u kurtarır ve ikili, Zed ve adamlarını etkisiz hale getirir.
Son olarak, film Jules'un hayat felsefesi ve inancı üzerine bir monologla sona erer. Jules, yaşadığı olaylardan etkilenir ve suç dünyasından çekilme kararı alır. Vincent ve Jules, Pumpkin ve Honey Bunny'yi durdurarak onlara korkunç bir şiddet gösterisi yaparlar ve film bu sahneyle son bulur.
"Pulp Fiction", zamansal olarak geriye doğru ve ileriye doğru ilerleyen bir yapıya sahip
merhaba